Özlem Gürer ‘in Kübra Avcı ile Röportajı;

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Özlem Gürer ‘in Kübra Avcı ile Röportajı;

 

1.Kısaca kendinizi anlatır mısınız?

Merhaba, 1982 Safranbolu doğumluyum. Karabük de ilk ve orta öğrenimimi , İzmir Bergama da lise eğitimimi tamamladım. Tokat Gaziosmanpaşa üniversitesi Erbaa MYO İşletme bölümünü ön lisans olarak tamamladıktan sonra, AÖF den dikey geçiş yaparak lisans eğitimimi tamamladım. 15 yıl özel sektörde yönetici olarak çalıştım. Oğlum dünyaya geldikten sonra, Dikili Çandarlı yarımadasında bulunan ofisimizde eşim ile birlikte gayrimenkul sektöründe çalışmaya devam ediyorum. 2.Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?

Kendimi bildim bileli yazmayı hep sevdim. Bu konuda yetenekli olduğumu okul yıllarımdan itibaren biliyorum. Yapım gereği utangaç bir kişiliğe sahibim. Karşımdakini kırmak istemediğimde, duygularımı ifade edemediğim durumlarda, kızdığımda, kırıldığımda, özlediğimde yani duygularımı ifade edebileceğim her anda yazarak ifade etmeyi, konuşarak ifade etmeye tercih etmişimdir. Kitabımı uzun süre kafamda oluşturduktan sonra yazdım. Profesyonel olarak 1 yıldır yazıyorum. 3. yazmanızda en büyük etken nedir?

Ben bu işi yapmalıyım, artık yazmalıyım dediğim bir dönüm noktam, kendimle mücadele ettiğim bir olay var. Eşim ile beraber yüzlerinde tebessüm oluşturmaya çalıştığımız, maddi manevi ilgilendiğimiz, giyinme, beslenme, barınma, eğitim gibi temel ihtiyaçlarına yetişebilmeye çalıştığımız yavrularımız var. Elimizden geldiğince, bütçemiz yettiğince, kimi zaman az, kimi zaman yeterince hayatlarına dokunarak yüzlerindeki tebessüm ile mutlu oluyoruz. Tanımadığım, hastanede yatan ve hastane masrafları çok fazla olan bir yavrucağın yüzündeki gülümseme resmini yolladıklarında” ben daha fazla bir şeyler yapmalıyım “dedim ve kafamda planladığım ama hayata geçiremediğim kitap yazma projemi tanıdığım tanımadığım çocuklarım için hayata geçirdim. 4. yazarken çektiğiniz en büyük zorluk nedir peki?

 

Yazarken çektiğim en büyük zorluk sadece kendi sabırsızlığım oldu. Yazdığım roman gerçek bir hayat hikayesi. Önce hikayemin kahramanı ile buluştum en ufak detayına kadar aylarca onu dinledim. Görüşemediğim zamanlarda da hem kahramanımız Yaman ile hem sevgili eşi ile defalarca saatlerce telefonda görüşerek en

ince detayına kadar hikayeyi kafamda oluşturdum. Bu aylarca sürdü. Bazı yerleri yazmamı istemedi, onları kafamdan sildim, şehir isimlerini, kişi isimlerini değiştirmemi istedi değiştirdim. Sonra aldım elime defteri kalemi 1 haftada yazdım aylardır kafamda oluşan hikayeyi. Tabi ilk kahramanımız “Yaman” okudu. Gözyaşları içinde tebrik etti. Ve olduğu gibi bilgisayarıma geçirdim. Bu kısım biraz uzun sürdü benim için .Defalarca kontrol, düzeltme aşamalarından geçtikten sonra , kitap kurdu olan 4 arkadaşıma ve roman kitabı okumayı sevmeyen eşime kontrol etmesi için verdim. Onlardan gelen eleştiriler olumlu yöndeydi ve kitap okumayı sevmeyen eşim bile ilk okuduğu romanı olan Nemrut’un Çocuklarından sonra tavsiye ettiğim kitapları okumaya devam etti. Son düzeltmelerden sonra yayınevi editörlerine teslim ettim. Sonraki süreç, basın ve yayın aşaması benim için sabırsızlıkla beklediğim en zor aşamaydı. Üstelik cinius yayınevi ,en kısa zamanda bu aşamaları tamamladı ve benimle devamlı iletişim halinde olduğu halde heyecanım ve sabırsızlık hallerim en zorlandığım aşamaydı. 5. kitabınız daha çok hangi yaş gruplarında ilgi çekiyor?

16 yaşında okurumun da güzel yorumlarını okudum.64 yaşında dünya tatlısı okurum da bana ulaştı. 6. Yazarken ilham aldığınız şey nedir? Bir kişi olabilir bir nesne olabilir. O ilham periniz size ne olunca geliyor?

Bir hobi bahçemiz var. Doğa ve deniz ile içiçe, çok sakin, huzur dolu bir alan. Orada yazmayı çok seviyorum.2.kitabım Vuslat’ın hazırlıklarını yazımını orada tamamladım. Henüz yayınevine göndermedim ilk kitabımızın devamı niteliğinde olduğu için biraz daha beklemede kalacak. 7. Beğendiğiniz ve kitaplarını okuduğunuz bir yazar var mı?

Kitap okumayı çok seviyorum. Benim için günlük ihtiyaç halinde diyebilirim. Kitabın içeriğini ve hikayesini çabucak unuturum yüzden birçoğunun notunu alır, özet tutarım.2 yıl sonrasında ” bu harikaydı, muhteşemdi “dediğim aklımda kalır. Yazar isminden ziyade ,eser ismi yazmak isterim. Çünkü her kitap büyük emek ama aynı tadı bırakmayabiliyor. Ben en beğendiklerim muhteşem dediğim 10 eseri yazmak istiyorum. Mustafa Kemal, Bin Muhteşem Güneş, Uçurtma Avcısı, Suç Ve Ceza, Kardeşimin Hikayesi, İncir Kuşları, Üç Kız Kardeş, Adı Aylin, Zümrüt Meleği,Kelebek… 8. peki yazarlarla görüşme imkânınız oldu mu? Bir araya geldiniz mi hiç?

Zümrüt Meleği, Savaşın Melekleri, Şeytan Çıkmazı kitaplarının yazarı Neşe Kaya

arkadaşımdır. Sık sık kitaplarımız hakkında istişare yaparız. Hayal gücü, kurgu yeteneği, kitaplarındaki farklı detaylarla kalemi sağlam bir yazardır. 9. Konularınızı nasıl seçiyorsunuz?

Genelde çevremizde her insanın anlatacak o kadar çok hikayesi vaki, kiminin dinleyeni yok , kimisi de anlatmak istemez. Sadece dikkatli bakmak, dinlemek yetiyor.Ben kurgu hikayelerden daha çok gerçek hikayeleri seviyorum.2.kitabımda gerçek ve kurgu hikâyede birleşiyor. Çok dinlemek , iyi gözlemlemek, sessizlik, huzur , ilham ve yetenek yeterli benim için güzel bir hikaye çıkarmaya. 10. peki son olarak Buradan okurları

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir